Kuşak farklılıkların en büyük göstergelerinden biri; çocuklar ile ebeveynleri arasındaki dijital ortam kullanım farklılığıdır. X ve Y kuşağı ebeveynler, dijital ortamlara ilerleyen yaşlarında girerken, çocukları ise doğdukları andan itibaren bu ortamları kullanabiliyorlar. Aile kültüründen ve sokakta kendi akranları ile yaşına uygun oyunlar yerine direkt olarak savunmasız olarak ve uçsuz bucaksız bir dünyada buluyorlar kendilerini. Sosyal medya uygulamalarını kullanarak veya sanal oyunlar oynayarak günlerini geçiren çocuklarda, davranış bozuklukları gözükme olasılığı çok yüksek orandadır.
Peki, Çocuklarımızı Nasıl Koruyabiliriz ya da Hangi Noktalara Dikkat Etmeliyiz?
Mavi balina gibi binlerce oyun, çocukları manipüle etmek, kendilerine zarar vermek ve davranışlarını değiştirmek üzere onları bekliyor. Sanal ortamda kontrolsüzce bulunan bir çocuğun bu tarz oyunlara ve içeriklere, bir günde ne kadar çok maruz kaldığını düşünelim? Çocukların ortama yüzde 52’si her gün internet kullanıyor ve yüzde 82’si de oyun oynuyor. İnternette mevcut bir kontrol mekanizması olmadığını düşünürsek, onları korumak da ebeveynlerine düşüyor.
Sanal Oyunlar Can Almaya Kadar Gidiyor
En basit örneği ile mavi balina, 2015’ten beri bilinen rakamı ile 150’den fazla çocuğun intihar etmesine yol açtı. Ebeveynlerin, çocukların hangi oyunları oynadıklarını, onlara belli ederek veya etmeyerek takip etmesi gerekiyor. “Oyun” adı altında internette bulunan bu kötü yazılımlar, çocuklara şantaj yolu ile bunları yaptırıyor. Çünkü oynanmaya başlandığı anda dijitalde bulunan bütün bilgilerimizi çalmış oluyorlar. Telefonda bulunan resimler, banka hesapları numaraları ve bilgisayarda bulunan özel dosyalar bunlara örnek olarak verilebilir. Çocukları bu tür yazılımlardan korumak için ebeveynlerin, sürekli olarak kontrol etmeleri gerekiyor. İnternet çok geniş bir ortam ve ancak çocukların o ortamda ne yaptıklarını bilirseniz güvende tutma şansınız olur.
En Yaygını Siber Zorbalık
Sanal ortamda çocukları bekleyen büyük tehlikelerden biri de siber zorbalar. Çocukların oynadıkları online oyunlarda veya kullandıkları sosyal medya hesapları üzerinden çocuklara ulaşan bu kişiler, çocukların masumiyetlerini suistimal etmeye çalışırlar. Yazılı taciz, dalga geçme, sanal şiddet gösteren bu kötü niyetli kişiler yeri geldiğinde de çocukların hayal gücünü suistimal etmeye çalışırlar.
Dijitaldeki Hiçbir Veri Silinmez
Birçok çocuk ilkokul çağında sosyal medya platformları ile tanışıyor. Hatta bazı ebeveynler, daha çocuk doğmadan çocuğun ismine sosyal medya hesabı açıyor. İnternet ortamında paylaşılan hiçbir şey, siz hesaplarınızdan silseniz bile kaybolmaz, depolanır. Bu yüzden çocukların ileride hayatlarını, kariyerlerini etkileyecek paylaşımlarda bulunmamanız gerekir.
Çocukların da sosyal medya platformlarında kimlerle arkadaşlık kurduklarını ve hangi paylaşımları yaptıklarını, ebeveynlerin kontrol etmesi gerekmektedir. Eğer çocuklar sosyal medya platformlarında kontrolsüzce hareket ediyorlarsa, siber zorbaların bir sonraki hedefi sizin çocuğunuz olabilir.
Kimlik Avcıları ve Dolandırıcılar
Yetişkin kullanıcılar bile hala birçok yalan linklere tıklayarak bilgilerini dolandırıcılara kaptırıyorken, çocuklarda bunu önlemek çok daha zordur. Doğru-yanlış algısı daha tam oturmayan çocuklar, dolandırıcılar tarafından gönderilen ilgi çekici oyun mesajlarına tıklayarak kullandıkları telefon, tablet veya bilgisayara erişim imkanı verebilirler. Zararlı yazılımın cihaza kurulması ile birlikte bütün gizli bilgilerinizden, kamera kullanımınıza kadar her şey kimlik avcılarının eline geçebilir.
Çocuklarımız, içinde bulunduğumuz çağın gerekliliklerine uygun yetişmeliler. Fakat bu ortamı onlara sağlarken ebeveynler, sorumluluklarını unutmamalıdırlar.
